Bazı şeylerin tarifi olur derler ya ben tarifin nasıl yapılacağını unuttum. Boş gözlerle duvardaki çukurları saymaya başladığımda dışarıdan gelen gök gürültüsünün sesiyle irkildim. Yürüyebiliyor muydum ben, ne kadar süredir buradayım kaç saattir bu gözlerle bakıyorum bu gürültüye ayağa kalktım…
Aynaya baktım bir anda irkildim. Gözlerim kan çanağı ağlamışmıydım ben yoksa gülmüşmüydüm.
Kaç gündür buradaydım kaç kez güneş doğdu hatırlamıyorum…
Su içip yemek yemişmiydim düşündüm bulamadım…
Ne olmuştu bana ben bu hale gelmiştim yine hangi hayalim hangi ümidim son buldu. Benim hayallerim yıkılınca ben bu halemi geliyordum ben onu da hatırlayamadım. Çok düşünmeye çalıştım ama bulamadım cevabını sadece hissettiğim yüreğimin sızısıydı.
Kalkıp soğuk suyun altında ıslandım. Suratıma değen her su damlasını hissetmiyordum soğuk havaya rağmen ne olmuştu. Üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkardım giyindim ve oturdum masanın başına son yazdıklarımı kontrol etmeye başladım. Son cümleme bakınca beni bu hale getiren şeyin sadece içimde sakladığım ve dudaklarımdan güçlüklede olsa döküle verdi…
Yine bir baba özlemim beni bu hale getirmişti.
Her defasında omuzlarımdaki yük ağır gelince çıkmazda olunca beni çaresizliğe sürükleyen baba özlemim olmuştu.
Yaşattığım ve asla olmayacağını bile bile ümit etmekten bıkmayacağım baba özlemimdi…
09.12.2015
Seher AK